Queen - Bohemian Rhapsody Türkçe Çeviri
- Panda
- 14 Eki 2024
- 3 dakikada okunur
"Bohemian Rhapsody," Queen'in 1975 yılında çıkardığı A Night at the Opera albümünde yer alan ve grubun en ikonik şarkılarından biridir. Şarkı, operatik bir yapı, dramatik değişiklikler ve yenilikçi tarzıyla dönemin pop müzik anlayışını değiştirmiştir. Freddie Mercury tarafından yazılan şarkı, alışılmadık yapısı ve çeşitli müzik türlerini bir araya getirmesiyle dikkat çeker. Hem ticari başarı elde etmiş hem de sanatçılar için ilham kaynağı olmuştur.
Is this the real life?
Bu gerçek hayat mı?
Is this just fantasy?
Yoksa bu sadece bir fantezi mi?
Caught in a landslide, no escape from reality
Bir toprak kaymasına yakalandım, gerçeklikten kaçış yok
Open your eyes, look up to the skies and see
Gözlerini aç, gökyüzüne bak ve gör
I'm just a poor boy, I need no sympathy
Ben sadece fakir bir çocuğum, acımaya ihtiyacım yok
Because I'm easy come, easy go, little high, little low
Çünkü ben kolay gelirim, kolay giderim, biraz yüksek, biraz alçak
Any way the wind blows doesn't really matter to me, to me
Rüzgar nereden eserse essin, benim için önemli değil, benim için
Mama, just killed a man
Anne, bir adam öldürdüm
Put a gun against his head, pulled my trigger, now he's dead
Silahı kafasına dayadım, tetiği çektim, şimdi öldü
Mama, life had just begun
Anne, hayat yeni başlamıştı
But now I've gone and thrown it all away
Ama şimdi gittim ve her şeyi mahvettim
Mama, ooh, didn't mean to make you cry
Anne, seni ağlatmak istememiştim
If I'm not back again this time tomorrow
Eğer yarın bu saatlerde geri dönmezsem
Carry on, carry on as if nothing really matters
Devam et, devam et, sanki hiçbir şey önemli değilmiş gibi
Too late, my time has come
Çok geç, vaktim geldi
Sends shivers down my spine, body's aching all the time
Tüylerim ürperiyor, vücudum sürekli ağrıyor
Goodbye, everybody, I've got to go
Hoşça kalın, herkes, gitmem gerek
Gotta leave you all behind and face the truth
Hepinizi arkamda bırakıp gerçekle yüzleşmeliyim
Mama, ooh (any way the wind blows)
Anne, ooh (rüzgar nereden eserse essin)
I don't wanna die
Ölmek istemiyorum
I sometimes wish I'd never been born at all
Bazen hiç doğmamış olmayı diliyorum
I see a little silhouetto of a man
Bir adamın küçük bir siluetini görüyorum
Scaramouche, Scaramouche, will you do the Fandango?
Scaramouche, Scaramouche, Fandango yapacak mısın?
Thunderbolt and lightning, very, very frightening me
Yıldırım ve şimşek, beni çok, çok korkutuyor
(Galileo) Galileo, (Galileo) Galileo, Galileo Figaro magnifico
(Galileo) Galileo, (Galileo) Galileo, Galileo Figaro muhteşem
But I'm just a poor boy, nobody loves me
Ama ben sadece fakir bir çocuğum, kimse beni sevmiyor
He's just a poor boy from a poor family
O sadece fakir bir aileden fakir bir çocuk
Spare him his life from this monstrosity
Onu bu canavarlıktan kurtarın
Easy come, easy go, will you let me go?
Kolay gelir, kolay gider, beni bırakacak mısınız?
Bismillah! No, we will not let you go
Bismillah! Hayır, seni bırakmayacağız
(Let him go) Bismillah! We will not let you go
(Bırakın onu) Bismillah! Seni bırakmayacağız
(Let him go) Bismillah! We will not let you go
(Bırakın onu) Bismillah! Seni bırakmayacağız
(Let me go) Will not let you go
(Beni bırakın) Seni bırakmayacağız
(Let me go) Will not let you go
(Beni bırakın) Seni bırakmayacağız
(Never, never, never, never let me go) Ah
(Asla, asla, asla beni bırakmayın)
No, no, no, no, no, no, no
Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır
Oh, mamma mia, mamma mia, mamma mia, let me go
Oh, anneciğim, anneciğim, anneciğim, beni bırak
Beelzebub has a devil put aside for me, for me, for me
Beelzebub benim için, benim için, benim için bir şeytan ayırdı
So you think you can stone me and spit in my eye?
Beni taşlayabileceğini ve yüzüme tükürebileceğini mi sanıyorsun?
So you think you can love me and leave me to die?
Beni sevip beni ölüme terk edebileceğini mi sanıyorsun?
Oh, baby, can't do this to me, baby
Ah, bebeğim, bunu bana yapamazsın, bebeğim
Just gotta get out, just gotta get right outta here
Buradan çıkmam lazım, buradan hemen çıkmam lazım
(Ooh)
(Ooh)
(Ooh, yeah, ooh, yeah)
(Ooh, evet, ooh, evet)
Nothing really matters, anyone can see
Gerçekten hiçbir şey önemli değil, herkes görebilir
Nothing really matters
Gerçekten hiçbir şey önemli değil
Nothing really matters to me
Benim için hiçbir şey gerçekten önemli değil
Any way the wind blows
Rüzgar nereden eserse essin
Yorumlar